bi dünya sevgi

yeni bölümü bugün yayınlandı, tekrarı yarın 16:30'da ntv'de. ben tv izlemem diyenler için de youtube var.

yazarların kedileri

3.5 yaşında tekir bi oğuluşum var. ismi çetlöv. türkçe çekirdek anlamına geliyorr :)

kedilerin en sevdiği yiyecekler

kedici mekanlar

izmir, bornova eli cafe. aynı zamanda vegan seçenekler de vardır. son zamanlarda kedili diye çevreden çok şikayet alıyormuş. destek olmak lazım

bir kediyi sevmekle başladı her şey

ben sonradan adam akıllı sevenlerdenim sanırım. ilk yavrum, gözbebeğim pamuk'tan önce normal bir seviyede hayvanseverdim. misal durakta, sokakta, kafede yanıma gelen kedicanlarla itina ile oynaşırdık lakin kucağıma kedi almışlığım yoktu fazla.
sonra pamuk oğlumu bulmuşlar sokakta; annesini ve kardeşlerini köpekler kapmış ama pamuğu kurtarmışlar ve yuva arıyorlarmış. eşime sahiplendirmesi için önce fotoğrafları sonra da kendisi geliyor, 4 aylık zayıfça bir şey...
evcil hayvan bakımı ya da sahiplenilmesi üzerine hiç bahis bile açılmamıştı bizim ailede. ama nasıl olduysa kocamdan bir telefon geldi; 'ben bu arkadaşı akşam eve getireceğim, biz sahiplenelim'...
sonra akşama kadar kavga kıyamet:) ben, 'o kedi bu eve girmeyecek, seni de eve almam kediyle gelirsen' diye direniyorum. annem* 'o kediyi bu eve sokarsan daha da gelmem çocuğuna filan da bakmam' diye yürüyor filan. velhasıl kocam tam bir laz olduğu için akşam eve pamukla beraber geldiler.
oysa ben de iş dönüşü bizim kızın eski beşiğinin çekmecesini kedi yatağı olarak hazırlamıştım çoktan (:
işte böyle sözlük, zaten sonrası çorap söküğü gibi geldi. hakikaten bir kediyi sevmekle başlıyormuş her şey...
şimdi ise ilk göz ağrım, yakışıklı oğlum pamuğum çok hasta. direniyor sıpa. iyi dilekleriniz olur, güzel enerjileriniz olur, dualarınız olur, adaklarınız olur hepsi kabulümüz. umarım burayı güzel haberlerle editleme şansım olur.

yazarların kedilerinin isimleri

kedileri sevmeyen hatta nefret eden insan

işim olmaz ama maalesef yakınımda var. aaa, at bu kediyi dedi hatta, ben de rv benim, kedi benim, hatta o kedi bu evin insanı, sen git, dedim. gitmedi ama dilini tuttu, kararlı olmakta fayda var.

yazarların kedilerini sahiplenme hikayeleri

iki evladım var. kızımı sahiplenmem tamamen tesadüfen oldu. ne kedi beslemeye niyetim vardı ne de hevesim. evde doğmuş bir siyam kedisi meleğim. annesinin sahipleri de aile dostumuz. bir gece babam dedi ki lil bak tayfunla ceydanın kedisi doğurmuş hadi arayıp çağıralım kedileri de getirsinler sevmiş oluruz. dedim tamam. annemin daha haberi yok ama misafir geleceğinden. hem de kedili misafir :) neyse geldiler kedilerle tayfunla ceyda. pamuğum ve iki kardeşi de daha bir buçuk aydan biraz büyük. benim de o zaman evde muhabbet kuşlarım var ama sayıca çok fazlalar. erzincanda okuduğum için götürmem de mümkün değil kuşları. mecburen annem bakıyor o zaman tüm pisliği ve zorluğu ile. ben tabi kedimi görünce anneme yalvarmaya başladım. nolur alayım nolur alayım diye. haklı olarak dedi ki kadıncağız ben bu kadar kuşla zor başa çıkıyorken bir de kediye asla tamam demem. ya yemin ederim o anda beynimde fişekler çaktı ve dedim ki kuşların hepsini vereyim kedi gelsin sdjfj. öyle bir vazgeçiş anı olamaz kuşlardan nasıl hızlıydı anlatamam. annem düşündü taşındı dedi tamam anlaştık. ertesi gün tanıdık bir pet shopa gittik bütün kuşlarımı her şeyiyle verdim. karşılığında da çocuğumun evini, mamasını, kumunu, kum kabını, mama ve su kabını, tasmasını ve daha bir sürü ihtiyacını aldım. hiçbir eksik kalmadı. hani kuşlar ve onların tüm malzemeleri kedimin kedi çimine kadar tüm ihtiyaçlarını karşıladı. iki gün sonra da kızım ege geldi. bugün itibariyle 3 yıldır benimle. kalbimin kedilerime ayrılmış bir parçası onun. hatta belki biraz büyük bir parçasıdır. ilk göz ağrım benim.

gelelim oğlum gümüşe. kendisi ukraynada evde doğmuş aşırı aşırı yakışıklı bir scottish fold. bir yaşına doğru kendinden emin adımlarla ilerliyor skfjdsf. neyse konumuza dönelim. kızım ege'den sonra pofik pofik tombik bi kedim olsun istedim ikinci kediyi sahiplenecek olgunluğa eriştiğime inanınca. sevgilim de biliyordu bu durumumu. zaten kızım da çok sıkılıyordu. tek kedi bakmak bakılan kediye yapılan bir kötülük diye düşünüyorum. kendi cinsinden bir canlıyla aynı ortamda olma hakkını onları evde besleyerek zaten ellerinden alıyoruz. bir de tek kedi olarak kalmaları tuzu biberi oluyor. bu düşüncelerimden iyice emin oldum ve dedim ki tamam ben ikinci kedimi sahipleneceğim. benim sahiplenmeme kalmadan erkek arkadaşım ukraynadan evladımı getirtti. 7-8 aylık şuan. kızımla müthiş iyi anlaşıyorlar. adını da gümüş koyduk. gümüş gri çok yakışıklı bi silver shaded olduğu için. şuan benim iki evladım var. erkek arkadaşımın da üç. ve beraber yaşıyoruz sayılır. 5 kedimizle beraber mükemmel bi hayatımız var. her şey çok renkli. benim kızla onun oğlanlardan biri asla anlaşamıyorlar. kanlı bıçaklı gibiler ama o bile çok eğlenceli sjhdfjsdhf. iyi ki varlar pamuk kafalar

kediye adı dışında seslenmek

kuyruklu ya da bıyıklı diye sesleniyorum birde biliyor kendini geliyor yanima ya yicem

hyper immun 44

benimde kullandığım süpervet var vitamin takviyesi ilk zamanlar bilemedim bir tablet verdim bizimkileri tutana ask olsun tum gun enerjiden uyumadilar ama artik yarim veriyorum kiloda aldilar cok iyi geldi. bahcede yaralı olanlar icinde mamaya karıştırıyorum bazen iyilesmelerine yardimci olabilmek adına gercekten etki ediyor. vitamin takviyesi şart

sokaktaki kedileri seven kucağına alan insan

benimdir. sever okşarım ama öpmem. sevmek demek, bilimum gözünle göremediğin bakteri ve virüsü yalayıp yutmak değildir.

kediniz sizi ne olarak görüyor olabilir

‘çekilebilirsin sebastian! haaa bu arada mama ver, göbeğimi okşa, kumumu temizle! hayır sadece ben istediğimde yap bunları!’ olarak gördüğüne eminim. bir de havalar soğuduğunda soba olarak görüyor beni.

tasmalı mı tasmasız mı

tasmasız.
kaç tasma denedimse tüyleri aşındırıp iz bıraktı.
sağlıklı ve sağlam bir tasma bulamadım. herhalde böyle giderse tasma takmam da, kına yakarım.

kedilerde kulak uyuzu

bazen mantar enfeksiyonu ile karıştırılabilen durum. bir tuhaflık sezdiğinizde fotoğrafını çekip sosyal medya hesaplarınızda bu ne acaba diye sorarsanız mantar olmuş şunu şunu sürün bu karışımı uygulayın diyen tavsiyeler ile yola çıkıp yanlış bir uygulama yapıp durumu daha da kötüleştirebilirsiniz. aman dikkat. kedinizde ne tuhaflık görürseniz görün ilk danışacağınız kişi vet. hekimler olsun. benzer lezyonlara sahip bu iki hastalığı vet. hekim mor ışık gibi bir şeyle bakarak ayırıyor ve ona göre tedavi uyguluyor.

gereksiz gördüğünüz bir aşı uygulaması var mı

en büyük handikapımdır.
evden çıkmayan kedi için dış parazit lacını ve yurtdışına seyahat etmeyecek kedi için kuduz aşısını gereksiz bulsam da çoğu hekim çığlık çığlığa "olmaz öyle şey, ayakkabıların altında eve getirirsen n'olacak" diyor.
bilemedim, sadece dış parazit yaptırmıyorum kedilerime ben.
onun yerine ayda bir kez sulandırılmış elma sirkesi ile tüylerini silip parlatıyorum.
evin antresini de üzüm sirkeli su ile kırklıyorum.

başka çözüm bulamadım ben.
bu da burda dursun, belki başka fikri olanımız çıkar.

misafir sevmeyen kediler

mine urgan’ın bir dinazorun anıları kitabında bahsettiği, ( yanlış hatırlamıyorsam ) gelen misafirlerin kafasına atlayıp saçlarını yolan kedi :))